Kaçkar Ultra Maratonu 15k parkuru benim için ilkleri barındıran bir yarışma oldu. Öncelikle hayatımda katıldığım ilk koşu yarışmasıydı. Dağ parkurunda koştuğum ilk yarışma ve şimdiye kadar koştuğum en uzun mesafeyi bu yarışta yaşadım.
Bu coğrafyaya
aslında hiç yabancı değilim. Dağcılık yapmaya 1997 yılında bu dağlarda başladım
ve ilerlettim. Hemen hemen her yaylasına ayak izimi bırakmışımdır. Bu sebeple koşu sporuna yaklaşık 1 sene önce başladıysam da geçtiğimiz 2 sene boyunca
Kaçkar Ultra Maratonu'nu sosyal medyadan hep takip ettim. Aklımın bir yerlerinde hep katılmak vardı. Koşuda da
artık bir yerlere geldiğimi düşündüğüm anda yarışa 4 ay kala hemen 46k
kategorisine kayıt yaptırdım. Herhalde yaptığım en cahilce işlerden biriydi bu.
Dağcılık yıllarından kalma bir özgüvenle bu işe giriştim. Yarışa yaklaşık 3 ay
kala koşu sporuna biraz daha profesyonelce hazırlanmak için Kerem Yıldız (instagram: a.kerem.yildiz) ile
birlikte çalışmaya başladık. Neyse ki Kerem 46k sevdasından beni hemen
vazgeçirdi ve biraz daha sabretmemi istedi. Hatta haklı olarak 15k parkurundan
da çekilmemi istedi (Kaçkar Ultra Maratonu 2017 kayıtları açıldığında parkur
aslında 13k idi. Yarışa 1 ay kala rota 15k olarak güncellendi)
Mental olarak 15k'ya
hazır olsamda fiziksel olarak hazır değildim. Kerem ile çalışmaya başlamadan
önce yanlış ve eksik antrenmanlardan dolayı hafif sakatlıklarım vardı. İlk önce
bunları tamir edip temeli oturtmamız lazımdı. Biraz kilo problemimde vardı (Halen
var). Çalışmalara hızlı bir şekilde başladık. Koşu antrenmanlarını kuvvet ve
germe antrenmanlarıyla destekledik. Sonuçları da zamanla almaya başladık. Tek
gereken sabır ve azimdi. Antrenmanlar bir yandan devam ederken Kaçkar Ultra
Maratonu da yaklaşıyordu. Kerem ile konuyu tekrar tartışıp katılmayı çok
istediğimi, kendimi fazla zorlamayıp gerekirse cut-Off'a kalabileceğimi sadece
ortamı biraz solumak istediğimi söyledim. Çok taraftar olmasada kabul edip son
antrenmanlarımı Kaçkar'a yönelik hazırladı. Bir yandan antrenmanlara devam
ederken yarışma organizatörlerinden Dağcılık yıllarından tanıdığım Alper Dalkılıç ile
epey bir yazıştık. Malzeme ve yarış hakkında tüyolar topladım. Sağolsun her
türlü soruma sabır ve özenle cevap verip yardımcı oldu. Diğer yandan Aykut
Çelikbaş'ın Ultra Kitabı hızır gibi yetişti ve kafamdaki bir çok soruyu
cevapladı.
Yarışmadan 1 gün
önce Araba ile Trabzon'a geçtim. Trabzon Havaalanında arkadaşlarım, 15k da
yarışacak olan Bahar, Çınar ve 46k da yarışacak olan Ayla'yı aldım.
Birlikte ilk önce Çayeli kurufasulyecisine sonra da Çamlıhemşin'e geçtik.
Çamlıhemşin'de bize İsmet İnan katıldı (46k bayanlar 2.si oldu) daha doğrusu
biz ona katılarak rotaya ve işaretlemelere yakından bakmak için arabayla
Çinçiva, Zilkale ve Palovit şelalesi civarında biraz tur attıktan sonra Ayder
Yaylasına geçtik. Hepimiz Haşimoğlu Otel'den yer ayırmıştık. Maraton
organizasyonu da bu otelde olduğu için odalarımıza yerleşip hemen yarış kayıt
masasına gittik. Burada malzeme kontrollerimizi yaptırıp yarış kitlerimizi
aldık. 1 saat kadar kahve ve sohbetin ardından teknik toplantıya katıldık. Teknik
toplantıda Alper ve Elena ilk önce 15k daha sonra da 46k parkuru hakkında
bilgilendirme yaptılar ve soruları cevapladılar. Bu arada hava hiç beklenmedik
şekilde sıcak ve nemli olduğu için 15k koşusunun 1 saat öne alındığı teknik
toplantıda açıklandı.
Teknik toplantı
sonrası dışarıda bir makarna partisi oldu. Ardından otelin restoranında biraz
daha mideyi doldurduktan sonra herkes odasına dağıldı. Bende son hazırlıklarımı
yapıp yanıma alacağım malzemeleri kontrol ettim.
- Çanta olarak Raidlight Gilet kullandım.
- Yanımda 2 adet 600ml su kabı getirmiştim ama 2 adet kontrol noktası olduğu ve ayrıca pek çok su kaynağı olduğu için sadece 1 tanesini yanıma aldım.
- Hava sıcak da olsa burası Kaçkar Dağları ve havanın bozma ihtimaline karşı su geçirgenliği az ama hafif olan yağmurluğumu aldım ve koşu sırasında çantada taşıdım.
- Yiyecek olarak bir avuç tuzlu fıstık ve 1 adet protein bar aldım.
- Telefon ve gopro kamera yanımda taşıdığım diğer ağırlıklardı. Biraz daha hafif olsun ve az yer kaplasın diye gopro nun housing'ini yanıma almadım.
Pazar
sabahı saat 06:30 da uyandım. Uyandığımda 46k koşucuları servisle otelden
ayrılıyorlardı. 7:30 da kahvaltıya indim ve ardından kıyafetleri giymek için
odaya çıktım. Kıyafet seçimi için sabahı görmek istedim. Tayt mı yoksa şort mu
vs gibi. Şort ve tshirt de karar kıldım. Saat 08:00 de otel önünden servislere binerek Çinçiva köprüsüne gittik.
Burada çok güzel bir ortam vardı. Tulum eşliğinde karşılandık. Çinçiva
köprüsünde hep beraber tuluma eşlik ettik. Bu arada yazının başında dediğim
gibi bende ayrı bir heyecan var. İlk yarış ve ilk dağ koşusu. Kafamda hiç
olumsuz düşünce yok. Bitirebileceğime inanıyorum. Bahar ile birlikte ısınma
hareketleri yapıyoruz. Derken 3-2-1 ve yarış start alıyor. İlk 500 metreden sonra
Bahardan ayrılıp ilerlemeye başlıyorum. İlk kilometrelerde
hem bolca geçiyorum hem de geçiliyorum. Yolun ilk 1.7 km si beton zemin. Ardından
Arnavut kaldırımlı yol ile Zilkaleye tırmanmaya başlıyoruz. Yokuşlarda hızlı
yürüyüş temposu ile çıkıyorum, düzlük ve inişlerde tekrar koşuya başlayıp
hızlanıyorum. Yarışın 2. Km sinde 2 kadın ve 1 erkek İranlı koşucuyla aynı
tempoda gitmeye başladık. Hatta 10.km ye kadar birbirimize hep yakın gittik.
5.7 km de ki ilk
kontrol noktasına daha varamadan 3.75 lerde İranlı koşucular kontrol noktasına
varmış ve dönüşe geçmişlerdi. Hepsi pata pata koşturarak yanımdan geçtiler. Çok
hızlıydılar ve biraz sinir bozucuydu açıkçası. 4.km de de antrenman whatsapp grubundan
arkadaşım Kağan yanımdan geçti. Ben tanımadım ama Kağan tanıdı beni ve
tokalaşıp birbirimizi oyalamadan kolay gelsin diyip devam ettik yollarımıza. Ve
sonunda ilk kontrol noktası olan
zilkaleye varıyorum.
Burada hiç yemek ve su desteği almadan yani durmadan devam ediyorum daha doğrusu rota gereği geldiğim noktadan geri dönüyorum. Hemen dönerken Bahar ve Çınar'ın bana çok yakın olduklarını görüyorum. Haydi diyerek birbirimizi gazlayıp devam ediyoruz. 7.km de Bahar beni yakalıyordu ama yokuş aşağı hızlı koşabildiğim için tekrar arayı açıyorum. Yine 7. Km lerin sonlarına doğru daha önce gözüme kestirdiğim bir çeşmeden mataramı doldurup yola devam ediyorum. 9. km de gerçek anlamda dağ maratonu başlamış oldu. Patika ve orman içinden yükselerek ilerlemeye devam ettik. Bu arada yarışa çok konsantre olduğum için pek fazla foto çekmedim ama bu patika yolda manzara çok şahaneydi ve koşarken bir kaç poz çektim. 10.km lerde başlayan yokuşlar beni çok zorladı. Ara sıra durup soluklanmak zorunda kaldım. Yokuş yukarı daha iyi olacağımı tahmin ediyordum ama olmadı. Bu sırada benle beraber ilerleyen İranlı koşucular kopup gittiler. Bir çift ve başka bir kadın koşucu beni burada geçti. 11.km de ise Bahar beni yakaladı. Bana eşlik etmek için biraz yavaşladı ama devam etmesini söyledim ve devam etti.
Daha
sonra yine 11.km nin içinde 2. Kontrol noktasına ulaştım. Burada Elena vardı ve
ileride yol ortasındaki işaretli ağaca
dikkat etmemi ve ağacı geçerek ilerlememi söyledi. Kontrol noktasında 2 adet
tuzlu kraker ve suyumu alarak devam
ettim. Elena'nın dediği yerde ağaca rastladım. Tam burada yo çatal oluyordu. Ufak bir tereddüt yaşadım ama yukarı giden yolda işaret göremeyince işaretli ağacı
aşarak devam ettim. Hemen akabinde işaretleri tekrar gördüm. Buradan sonrası
yokuş aşağı ve beton yoldu. Tekrar koşuyu hızlandırdım. Bu sırada beni daha
önce geçen çifti geçtim ve arayı açtım.
14. Km nin içine girdiğimde artık derenin sesini duyabiliyordum. Bir süre sonra
da insanların ve finişe gelenleri alkışlayanların sesini duymaya başladım. Bu
beni iyice gaza getirdi ve hızlandım. 15. Km de Bahar'ı yakaladım ama çoktan
finişe varmış olmalıydı. Beton yolda yokuş aşağı inerken dizlerinde sorun
yaşamış. Penguen gibi yürüyordu. Benim gitmemi istedi. Biraz gittim ama nasıl
olsa kürsü görecek halim yoktu. Dönüp Bahar'a eşlik ettim. Biraz destek vererek
Çinçiva köprüsünü tırmandık ve finişe birlikte girdik. Aylardır büyük bir
heyecanla hazırlandığım dağ koşunu 2:31 süreyle bitirdim. Bu arada Bahar
yaşadığı sakatlığa rağmen bayanlar yaş kategorisinde 1. Oldu. Birlikte
madalyaları alıp hatıra fotoğrafı çekildik.
Ardından Otele gidip üstümüzü değiştirdik ve 46k koşan arkadaşlarımızı finişte karşılamak
için tekrar Çinçiva köprüsüne gittik. Biz gittiğimizde İsmet çoktan bitirmişti.
Kısa bir süre sonra Ayla da finişi gördü. Birbirimizi tebrik edip Fırtına
deresine yıpranmış ayaklarımızı sokup tedavi etmeye çalıştık ve ardından otele
geçtik. Ben bayılıp sabaha kadar uyuduğum için akşam dereceye girenler için
düzenlenen töreni kaçırdım. Normalde uykum çok hassastır ve en ufak gürültüye
uyanırım ama ne kapımın çalındığını ne de eşimin telefon aramalarını
duymamışım.
Burada hiç yemek ve su desteği almadan yani durmadan devam ediyorum daha doğrusu rota gereği geldiğim noktadan geri dönüyorum. Hemen dönerken Bahar ve Çınar'ın bana çok yakın olduklarını görüyorum. Haydi diyerek birbirimizi gazlayıp devam ediyoruz. 7.km de Bahar beni yakalıyordu ama yokuş aşağı hızlı koşabildiğim için tekrar arayı açıyorum. Yine 7. Km lerin sonlarına doğru daha önce gözüme kestirdiğim bir çeşmeden mataramı doldurup yola devam ediyorum. 9. km de gerçek anlamda dağ maratonu başlamış oldu. Patika ve orman içinden yükselerek ilerlemeye devam ettik. Bu arada yarışa çok konsantre olduğum için pek fazla foto çekmedim ama bu patika yolda manzara çok şahaneydi ve koşarken bir kaç poz çektim. 10.km lerde başlayan yokuşlar beni çok zorladı. Ara sıra durup soluklanmak zorunda kaldım. Yokuş yukarı daha iyi olacağımı tahmin ediyordum ama olmadı. Bu sırada benle beraber ilerleyen İranlı koşucular kopup gittiler. Bir çift ve başka bir kadın koşucu beni burada geçti. 11.km de ise Bahar beni yakaladı. Bana eşlik etmek için biraz yavaşladı ama devam etmesini söyledim ve devam etti.
Gelelim organizasyon
ile ilgili notlara
- Benim ilk yarışım olduğu için diğer organizasyonlar ile karşılaştırma yapamayacağım ama ben genel olarak memnun ayrıldım.
- Teknik toplantıda duymak istediklerimi duydum.
- İşaretlemeler azdı ama yeterliydi. Genel olarak düz bir rota izledik. Çevreyi gereksiz yere kirletmenin manası yok zaten.
- Görevliler kritik noktalarda uyarılarını yaptılar.
- Kontrol noktalarında yiyecek çeşitliliği fazlaydı ve su vardı.
- Anlaşmalı otel Haşimoğlunun odaları temiz ve büyüktü. Personel Güleryüzlü ve yardımcıydı. Sadece ilk geceki akşam yemeğinden memnun kalmadım. Bozuk mezeler vardı ve ana yemekten çok az verdiler.
- Yol trafiğe açıktı ama sıkıntılı bir durum olmadı. Jandarma Trafik, yolun büyük kısmında araçları yavaş gitmesi için uyardı.
- Madalya tasarımı hoşuma gitti. Başarılıydı.
- Kaçkaralar Türkiye'nin Ender coğrafyalarından biri ancak yarışa katılım az sayılırdı. Eğer koşan olmaz ise bu tür organizasyonlarda olmaz. Umarım ileriki yıllarda katılım daha da artar. Ayrıca organizasyon sponsorlarının da yetersiz olduğunu düşünüyorum. Sponsorluk Türkiye'de sporcuların ve organizasyonların en büyük sorunu malesef. Kaçkar Ultra Maraton daha fazla desteği hakediyor bence.
Beni her zaman
motive eden, destek veren, sakatlıklarımda iyileştirmek için çaba harcayan
sevgili eşim Didem'e çok çok teşekkür ediyorum.
Ve bu ilk koşu yarışımı kanser
tedavisi gören Babam ''Şefik Acar'' ve Teyzem ''Esin Şendur Çamlıdere''ye armağan ediyorum. Umarım tez zamanda sağlıklarına kavuşurlar.
KOŞU KAYITLARI
GARMIN
STRAVA
KOŞU KAYITLARI
GARMIN
STRAVA
Tebrikler dostum, çok güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSil